Türk çelik sektörü; “Taşıma suyla değirmen dönmez” atasözüne inat, ithalata bağımlı bir şekilde varlığını sürdürüyor ve dünya çelik piyasalarında önemli bir konumda bulunuyor. Hemen hemen her sene sürpriz problemlerle karşı karşıya kalan yerli çelik sektörü, hacıyatmaz gibi her badireyi başarıyla atlatıyor.…
Türk çelik sektörü; “Taşıma suyla değirmen dönmez” atasözüne inat, ithalata bağımlı bir şekilde varlığını sürdürüyor ve dünya çelik piyasalarında önemli bir konumda bulunuyor. Hemen hemen her sene sürpriz problemlerle karşı karşıya kalan yerli çelik sektörü, hacıyatmaz gibi her badireyi başarıyla atlatıyor. ABD başta olmak üzere çeşitli ülkelerin açtığı anti damping davaları, cevher ve hurda piyasalarını elinde tutan devlerin savaşı, yüksek enerji maliyetleri, hedef pazarlarla siyasi ve ekonomik ilişkilerin bozulması ve daha birçok sorun çelik sektörümüzü zorluyor.
2016 yılında üretim ve ihracatta yaşanan daralmanın ardından 2017 yılının başında, özellikle ikinci çeyreğin ortalarına kadar önemli bir ivme yakalandı. Bu ivmede ihracatta yaşanan artışın payı çok büyük… Ne var ki Haziran ayında hem ihracatta hem de tüketimde yaşanan düşüş moralleri bozdu diyebiliriz. Yılın üçüncü çeyreğinin küçük dalgalanmalarla geçeceği aşikâr fakat esas düşündürücü olan kısım dördüncü çeyrek… Düşüş yılsonuna kadar sürerse herkesi önemli sıkıntılar bekliyor demektir. İşte burada resmi makamların devreye girip elini taşın altına koyması gerekiyor.
Müteahhitler İstedi Diye İnşaat Demiri Üreticileri Ateşe Atıldı
Lakin bu konuda da önemli sıkıntılar var. Özellikle inşaat demiri (Nervürlü çelik) konusunda hükümet tarafından yanlış adımlar atılıyor. Geçmiş yıllarda yaşanan sıkıntılarda, ithal inşaat demirine uygulanan yüzde 30’luk vergi sayesinde sıkıntılar daha kolay atlatılmıştı. Geçtiğimiz günlerde bu yüzde 30’luk vergi yüzde 10’a indirildi ve adeta selin önündeki setler kaldırıldı. Çelik sektörüyle ilgili kararlar alırken; çelik sektörünün temsilcilerine, özellikle de yerli çelik üreticilerine fikirlerinin sorulmaması oldukça ilginç… Bakanlar Kurulunu birileri yanlış yönlendiriyor olabilir mi? “Aman inşaat sektörü zarar görmesin” telaşıyla çelik üreticileri ateşe mi atılıyor? Alınan bu kararlar kime yarıyor? Devlet aklı yerine dört tane müteahhidin aklıyla mı hareket ediliyor? Bu ve buna benzer birçok soru var ortada… Yetkililere buradan çağrıda bulunuyoruz: Lütfen bu kararları alırken sanayicilere danışın ve sektörü çıkmaza sürüklemeyin.
Sac Fiyatları – İnşaat Demiri (Nervürlü Çelik) Fiyatları Neden Artıyor?
Son dönemlerde, demir çelik ürünleriyle işi olan da olmayan da aynı soruyu soruyor: “Demir çelik fiyatları neden yükseliyor?” Bunun aslında tek bir mantıklı açıklaması var; hammadde arzındaki dengeler ve hammadde üreticilerinin fiyat politikaları… Ana sebep bu fakat artan enerji ve navlun maliyetleri gibi yan sebepleri de konuya dahil edebiliriz. Fiyatlarda artışın bir müddet daha süreceğini düşünüyorum. Özellikle inşaat demirinde kısa vadede kimse büyük düşüş beklemesin. Fiyatların ancak Aralık veya Ocak 2018 itibariyle gerilemeye başlayacağını düşünüyorum. Düşüş Mart 2018’e kadar sürecektir. Yukarıda hükümetin aldığı kararların yanlışlığından bahsettik ve destek olmaları gerekir dedik lakin alınacak önlemler de sorunu kökten çözmeyecektir. Küçük fabrikaların artık global rekabette yaşama şansı kalmadı… Birleşme kaçınılmaz oldu bana göre. Herkesin oturup bir karar vermesi gerekiyor. Şimdiden herkese iyi bayramlar…
Sağlıcakla kalın.
